Pages - Menu

14 Mart 2012 Çarşamba

Lâf, Lâf, Lâf Nereye Kadar? Biraz da söze bakmak lazım!..

Herkes "laf" kelimesini kullanır, kullanır kullanmasına ama acaba "laf" kelimesinden kasıt ne? Bir laf vardır, bir de söz... Laf, esasen çer çöp anlamlarına gelen bir kelimedir. Mesela bir cumhurbaşkanının "laf"ı yoktur, "söz"ü vardır. Ya da bir profesörün "laf"ı olmaz, "söz"ü olur. Çoğu insan laf eder, fakat pek az kimse söz söyler. O, pek az kimseler ise söyledikleriyle, yazdıklarıyla insanları kendilerine adeta hayran bırakır. 
Hepimiz Yavuz Sultan Selim'in, Kanuni'nin, Fatih'in savaşlarını biliriz. Fakat Kanuni'nin Divan'ından kaç kişinin haberi vardır acaba? 
Şimdi dilerseniz Bu büyük Osmanlı padişahlarının kaleme aldıkları beyitlere bir göz gezdirelim:

Âhım feleğe erdi yaşım tutdu cihânı
Hâlime benim şâhid olan arz u semâdır   [Avni]
                                
Avni, Fatih Sultan Mehmed'in şiirlerinde kullandığı mahlasıdır. Yukarıdaki beyitte Fatih, âhının feleklere kadar ulaştığını gözyaşlarının cihanı tuttuğunu ve buna, bütün yeryüzünün şahid olduğunu anlatmıştır.         

Merdüm-i dideme bilmem ne füsun etti felek
Giryemi füzun eşkimi hun etti felek
Şîrler pençe-i kahrımda ölürken lerzan
Beni bir gözleri ahuya zebun etti felek.
                                                               [Yavuz Sultan Selim] 


Yavuz, bu beytinde gözyaşlarının hiç durmadığını, sanki büyü yapılmışcasına sular seller gibi aktığını ve aslanlar bile kendisinin elinde titreyerek ölürken, feleğin onu gözleri ceylan gibi olan birine karşı zayıf düşürdüğünü muhteşem bir dille anlatmıştır.

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi.
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.
Kanuni

Ayrıca Kanuni'nin bu beytini sevgili Barış Manço, bestelemiştir. Alttaki videodan şarkıyı dinleyebilirsiniz.






Bu yazım İskender Pala'nın Yıldız Teknik Üniversitesinde verdiği ders niteliğindeki konferanstan kısa bir özetti. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder